İZMİR'İN TARİHİ
İZMİR'İN TARİHİ
İzmir ( Smyrna-Samornia ) M.Ö 3000 yıllarında Lelegler tarafından, bugünkü Bayraklı yakınında bulunan Tepekule mevkiinde kurulmuştur. İzmir sözcüğü daha ziyade bir Amazon Kraliçesine atfedilmektedir. M.Ö 2000-1200 yılları arasında yaşamış olan Hitit Krallığı''nın tesiri altında kalan İzmir, Hitit Devleti''nin M.Ö 1200 yılında Frig akınlarıyla yıkılması sonucu M.Ö XI. Yüzyılda Yunanistan''dan Batı Anadolu kıyılarına göç eden Aiollar, daha sonra da İonlar tarafından işgal edilmiştir.
İzmir en parlak dönemini İonlar zamanında yaşamıştır. M.Ö 600 yılında Lidya Kralı Alyattase tarafından işgal edilen İzmir, M.Ö 546 yılında Persler''in, M.Ö 334 yılından sonra da Büyük İskender ve kumandanlarının idaresi altına girmiştir.
15 Mayıs 1919''da Yunanlılar tarafından işgal edilen İzmir, üç yıldan fazla işgal altında kaldıktan sonra Ulusal Kurtuluş Savaşı''yla 9 Eylül 1922''de Yunan işgalinden kurtarılmış, Cumhuriyetin ilanından sonra da İl statüsüne kavuşturulmuştur.
İzmir İlinin bulunduğu alan, dördüncü zaman başlarında Egeid ismi verilen bir kara parçası konumunda idi. Ayrıca bu alan deniz seviyesinde, hafif dalgalı (Penoplen) düzlükler halinde idi. Bu jeolojik zamanda Doğu Anadolu'nun Yunanistan'a kadar uzanan bölgesi kuzey ve güneyden Alp Dağlarının kıvrımlarının etkisi ile sıkıştırılmıştır. Şiddetli basınçlarla bazı yerler,örneğin; Anadolu Yarımadası yükselirken, Ege Denizinin bulunduğu Egeid Kıtası ise alçalmış ve çökmüştür. Ardından bu kıta parçasının üzeri Akdeniz'in suları ile kaplanmıştır. Bu çöküntü nedeniyle Batı Anadolu Bölgesi'nde, doğu-batı doğrultusunda kırılmalar olmuştur. Sürekli şekilde sıkıştırılan bu bölgede kırıklar arasında kalan bazı yerler yükselerek dağları (Horst), bazı yerlerde alçalarak ovaları (Graben) oluşturmuştur. Ovalar karaların içine doğru sokulmuştur. Körfezlere dökülen akarsular zamanla körfezi doldurmuştur. Ege Bölgesi ve Batı Anadolu'nun oluşumu henüz son bulmadığı, yer kabuğunun henüz yerleşmediği sık sık meydana gelen depremlerden anlaşılmaktadır. Yalnız, yörede volkanik faaliyetlere rastlanmamaktadır.
İzmir'in kuzeyinde Madra Dağı (1.344 m.) ve onun güneybatı uzantısı olan Kozak kütlesi (1.051 m.) bulunmaktadır. Bunlardan Madra Dağının yapısında kristalin şistler, Kozak kütlesinde de granitler vardır. Bu dağlık alandan güneye inildiğinde, doğu-batı doğrultusundaki çukurlardan Bakırçay Ovası ile karşılaşılır. İl topraklarına doğudan dar bir boğazla girilen ve Kınık önlerinde genişleyen Kınık Ovası, Karadağ'ın (747 m.) önünde güneye yönelir. Küçük tepeler arasında bir boğazda daralır ve Çandarlı Körfezi'nde de son bulur.
Bitki örtüsü Akdeniz İkliminin etkisi altında olup, Akdeniz bitkilerinden her türü İzmir'de yer almaktadır. Yüzyıllar boyu aşırı otlatma, yangın ve tarla açma nedenlerinden ötürü ormanlar ortadan kalkmış, yerlerini maki florası almıştır. Bu floraya ardıç, yabani zeytin, çitlenbik, sakız ve katır tırnağı gibi kuraklığa dayanıklı ağaçlar girmektedir.
Dağlık bölgelerin büyük bir kısmı ormanlarla kaplıdır. Denizden 600 m. kadar yükseklikte kızıl çam, daha yukarılarda kara çam ormanları vardır. Dere yataklarında çınar, kestane, söğüt, kavak, kara ağaç ve kızılcık gibi yayvan yapraklı ağaçlar bulunur. Palamut meşesi de ildeki ormanların belirgin ağaçlarından biridir. Kültür bitkilerinden biri olan zeytinlik ve üzüm bağı geniş bir alanı kapsamaktadır.
İzmir'de genel olarak Akdeniz ikliminin Kıyı Ege alt tipi görülür. Yazları Akdeniz kıyı şeridiyle aynı sıcaklıkta ve kurak, kışları ılık ve Batı Akdeniz'den daha az yağışlıdır. Sıcaklık ortalaması yüksek olan İzmir'de, ortalama sıcaklığın en yüksek olduğu temmuz ayının uzun yıllar değeri 27.6 derece, en düşük ortalama değer ocak ayında 8.6 derecedir. İzmir'in ortalama yıllık toplam yağış miktarı 69l mm.dir. Toplam yağışın miktarı yıldan yıla değişmektedir. İzmir en fazla yağışı Aralık (uzun yıllar ortalaması 154.3 mm.) ve Ocak (uzun yıllar ortalaması 132.6 mm.) aylarında almaktadır. En kurak aylar uzun yıllar ortalaması 2 mm. civarında olan temmuz ve ağustos aylarıdır. İzmir ilinde kar yağışı ender görülen yağış türüdür
İzmir'in ekonomisi tarım, sanayii, hayvancılı, balıkçılık, ticaret ve turizme dayalıdır. Yetiştirilen başlıca ürünler; buğday, patates, domates, çiğit, anason, pamuk, incir, mısır, arpa, tütün, zeytin, kavun, karpuz ve sebzedir.
İl kapsamında bulunan antik kentlerin turizme de büyük katkısı olmaktadır. Doğal ve tarihi zenginliklerin yanı sıra Foça, Çeşme, Urla ve Gümüldür'deki oteller, moteller ve tatil köyleri turizm yönünden önemli kuruluşlardır.
İzmir yer altı kaynakları bakımından da zengindir. Karşıyaka yöresinde altın ve gümüş; Ödemiş yöresinde antimon ve civa; Bayındır'da kurşun ve çinko; Seferihisar'da perlit, kurşun ve çinko; Karaburun'da civa; Tire yöresinde civa, grafit, mermer ve zımpara taşı; Torbalı'da demir ve mermer, Urla'da aspest; Foça Dikili ve Bergama'da perlit yatakları bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye'nin tuz gereksiniminin hemen hemen yarısını Çamaltı Tuzlası karşılamaktadır.
İlin kuzey-güney doğrultusundaki uzunluğu yaklaşık olarak 200 km, doğu-batı doğrultusundaki genişliği ise 180 km'dir. Yüzölçümü 12.012 km2.dir.
2000 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarına göre ;
Toplam Nüfus : 3 370 866
Şehir Nüfusu : 2 732 669
Köy Nüfusu : 638 197
Metropol Nüfus : 2 273 388
İlin Nüfus Yoğunluğu (Kişi/km^2) : 281
Yıllık Nüfus Artış Hızı (%0) : 22.38