BUGÜNÜN HİKAYESİ,BUGÜN YAŞADIKLARIM


Tut Beni Düşmeden

Hani bazen için sıkılır ya hiç olmadık şeylere, hani bazen ne işim var benim bu iğrenç dünyada dersin. Hani bazen olmadık şeylere güler ya insan, saçma sapan şeylere takar ya kafasını. Senden önce ben de bu "bazen" devirlerimi yaşamaktaydım. Evdekilerin dırdırından sıkılmış, gündüzün açık sözlülüğünden çekinmiş, gecenin karanlığından ürkmüş, kendimi eroinin kollarına bırakmıştım çaresizce. Kıyısından da olsa yakalamaya çalıştığım hayat kaçıvermişti işte o zaman ellerimden.

Adım okulun şirin,güzel kızı diye değil, okulun bir numaralı eroinman kızı diye anılmaya başlamıştı. Her aynaya bakışımda gördüğüm bir önceki günden kötü olan yüzüm ve kürdana dönmüş vücudumdan ibaretti. Zamanında gözlerime akseden mutluluk hayatımdan silinmiş, yerini mor halkalara bırakmıştı sönmüş gözlerimde. Başkasının içini sızlatan bu manzara bana pek dokunmuyordu aslında. Çünkü tüm bu çirkinlikleri siliyor, hayatımı kolaylaştırıyordu. Ayık kafayla edindiğim düş kırıklıkları, mutsuzluk yok oluyordu onunla. O benim tek sırdaşım, tek dostumdu.

 

Neyse, geçelim bu kötü geçmişi de gelelim sana.Sen benim hayata dönmemi, görmeyi unuttuğum güzellikleri tekrar görmemi sağladın. Ben tam bir uçurumun kenarındayken sen elimden çekip kurtarıverdin beni. Ne zaman nasıl çıktın karşıma bilmiyorum ama yanımda olman bana güven veriyor. Hem bak eroin de kullanmıyorum sen istemiyorsun diye, tedavilere de başladım, iyi ki varsın.

 

 

Birden uzun süredir koruduğu sessizliğini bozup,hızlı hızlı konuşmaya başlıyor:

 

-Ben aslında şey için gelmiştim ıııı yani şey. Sana bir mektubum vardı, onu vermek için.

 

Merakla soruyorum:

 

-Ne mektubu, hani nerede? Versene bir an önce okumalıyım.

Aslında mektup yazmasına pek şaşırmıyorum. Konuşmayı,duygularını dile getirmeyi pek sevmeyen biri olduğu için böyle içini dökmek, beni sevdiğini böyle anlatmak istediğini düşünüyorum.

 

Tekrar konuşmaya başlıyor, sanki yüzünde bir pişmanlık, bir utanç var gibi geliyor bana.

 

 

-Senden bir şey isteyeceğim. Bu mektubu ben buradan gidince okuyacaksın diyor, yoksa bozuşuruz.

 

 

 

Bu isteği bana her ne kadar saçma gelmiş olsa da o an için kabul ediyorum.

Beş-altı dakika sonra bana son bir kez nedenini o güne kadar hiçbir zaman anlayamadığım o hüzünlü bakışlarıyla bakıyor. Sessizce sanki bir daha tekrarlama imkanı olmayacakmış gibi "elveda" diyor. O, kapıyı kaptır kapatmaz mektuba koşuyorum. Onu elime alıp, okumaya başlıyorum. Aynen şöyle yazıyor:

"Bazen tam bittim ben dediğin bir anda biri çıkar ya karşına, hani her gün ölmektense bir kere öleyim de bitsin bu acı deyip,elini çekmecedeki ilaç kutusuna uzattığında, ağaçların çiçek açtığını, kuşların öttüğünü fark edersin ya onunla.

Sen olmasaydın bitmiştim ben, ama keşke çıkmasaydın karşıma, keşke hiç tanımasaydım seni. Seni tanıdığım, seni sevdiğim ve kendimi sana sevdirdiğim için asla affetmeyeceğim kendimi.

Hayatıma girmekle büyük bir bencillik yaptım. Ölüme mahkum olduğumu,neredeyse bir seneye yakın bir ömrümün kaldığını, kansere yenik düştüğümü bile bile girdim hayatına. Hem bağlandım, hem de bağladım seni bana. Sen bende ben de sende hayat buldum belki ama sonuçta biz kaderin kanadı kırık, yaralı kuşlarıydık. Yanlış bir zamanda girdim hayatına, benim için yanlış bir zamanda.

Şimdi tek bir şey istiyorum senden. Yaşa, doya doya yaşa hayatını, bir zamanlar kaybettiğin gençliğini tekrar yakala ve asla bırakma. Seni sevdiğimi ve seveceğimi asla unutma.

Bana sakın kızma, sadece sürüklendiğim uçuruma seni de götürmek istemedim; çünkü sen o uçurumdan bir kere daha geçmeyi hak etmeyecek kadar iyi birisin. "Elveda".......

Şimdi ardından paramparça olan hayallerimizi yeniden kuruyorum. Yanımda olmayan aileme, duyarsız topluma inat, o gencecik bedenler, tazecik yürekler ve ikimiz için daha çok yaşayacağım! Senin bıraktığın yaşama sevinciyle!....

Simge PARMAKSIZ

 

gururum5.tr.gg
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol