ÖLEN SEVGİLİ
ÖLEN SEVGİLİ
Sabah uyandığında midesinde bir yanma hissetti. Yanmanın nedeni aksam
yedikleri değil, uyanır uyanmaz bugün yapacaklarının aklına gelmesiydi.
Bugün
2 yıldır götürmeye çalıştığı bir birlikteliği bitirecekti. Aslında bunu yapmakta geç bile kalmıştı.
´Bitmeli dedi içinden, her gün bu tatsız uyanış bitmeli.´
Genç adam bunları düşünürken sürati şekilden sekile giriyordu. Süratle
giyinerek dışarı çıktı. Bugüne kadar hiç bekletmemişti onu, simdi de
bekletmemeliydi. İstanbul, soğuk ve yağmurlu bir Nisan ayı yasıyordu.
Genç
adam gökyüzüne bakarak iç geçirdi.
´Bulutlar bizim yasayacaklarımızı biliyor. Onlar bile ağlıyor
halimize...´
BULUSMA VAKTİ...
Artik Kadıköy iskelesindeydi. Birkaç dakikalık beklemeden sonra
karsıdan kız arkadaşının geldiğini gördü. Simdi midesindeki ağrı daha da artmıştı.
Beşiktaş´a geçtiler. Yolculuk sırasında hiç konuşmadılar. Genç kız,
sevgilisinin bu durgunluğuna anlam verememişti. Nereden bilecekti bugün
ayrılık çanlarının çalacağını...
Beşiktaş´a geldiklerinde bir cefada oturdular. Genç kız anlamıştı sevgilisinin kendisine bir şey söylemek istediğini.
´Bana bir şey mi söylemek istiyorsun´ diye sordu. Genç adam, gözlerini
kaçırarak
´Evet´
dedi. Genç kız heyecanlanmıştı, biraz da sinirlenerek
´Söylesene, ne diye bekliyorsun´ dedi.
Genç adam içini çektikten sonra
´Sence biz nereye kadar gideceğiz?´ diye sordu. Genç kız,
´Bunu sorma gereğini niye duydun?´ diye yanıt verdi. Genç adam söze
başladı...
´´Birkaç ay önce aksam 23.00 civarında sana telefon açıp senin için
yazdığım şiiri okumak istemiştim. Sen bana
´Sırası mı simdi canim ya, isin gücün yok mu?´demiştin. Biliyor musun o
an nakavt olan bir boksör gibi hissettim kendimi. Özür dileyip telefonu
kapatmıştım. Daha sonra da bu şiiri benden hiç istememiştin. Geçenlerde
hasta olup yataklara düştüğümde arkadaşlarımla birlikte sen de gelmiş,
Meralin
´Sen şanslısın, sevgilin sana bakar´ sözüne İşim yok da sana mı
bakacağım, annen baksın´ demiştin. Hatırladın mı?´´
DUYGUSALLIGI SEVMEM... ´
Genç kız,
´Biliyorsun ben duygusallığı sevmiyorum. Hem hasta bakici gibi
göründüğümü de kimse söyleyemez´ diye yanıtladı. Genç adam güldü,
´Evet canim haklisin. Zaten olmak istesen de bu kalbi taşıdığın sürece
hasta
bakici, hemşire falan olamazsın.´
Genç adam devam etti...
´Bana şimdiye kadar kaç kere sabahın erken saatlerinde güzel
sözcüklerden oluşan bir mesaj çektin? Hiç... Hatta günün hiçbir saatinde çekmedin.
Duygusallığı sevmeyebilirsin. Ama sen seni seven insanları da mutlu
etmeyi
sevmiyorsun. Hâlbuki ben senin tam tersine kendimden çok insanları
mutlu
etmeyi seviyorum. Seni tanıdığımdan beri her sabah, her aksam, her gece
yani
seni andığım her saat tatlı bir mesajım vardı senin için biliyor musun?
Seninle ben AKLA KARA gibiyiz.´
Genç kız anlamıştı,
´Yani ne istiyorsun benden sair olmamı mı?´ Genç adam tekrar gülümsedi
içinden. Dün gece verdiği ayrılık kararının ne kadar doğru olduğunu
düşündü.
´Hayır´ dedi,
´Sair olmanı istemiyorum. Olamazsın da...
BIZ AYRILMALIYIZ.´
Ayrılırsak ikimiz için de en hayırlısı olacak.´ Genç kız şaşırmıştı,
´Neden ama? Ben seni seviyorum. Senin de beni sevdiğini sanıyordum.´
Genç adam iç çekerek
´Hayır canim, sen beni sevdiğini sanıyorsun. Eğer beni sevseydin simdi başka
şeyler konuşuyor olurduk´ dedi. Genç kızın gözleri yaşarmıştı. Genç adam
cebinden çıkarttığı mendili uzattı, genç kız gözyaşlarını silerek
´Sen bilirsin, umarım beni bir başkası için bırakmıyorsundur...´ dedi.
Genç adam
´Nasıl böyle bir şey düşünürsün, senden başka kimse olmadı ve uzun
zaman da olacağını sanmıyorum´ yanıtını verdi. Genç adam ve genç kız iki sevgili
olarak oturdukları masada artik iki yabancıydılar. Birkaç dakika
sessizce oturduktan sonra Genç kız,
´Kalkalım istersen´ dedi. Genç adam
´Ben biraz daha burada kalmak istiyorum, istersen sen kalkabilirsin´
diye yanıtladı.
Genç kız
´Tamam o zaman sana mutluluklar dilerim´ diyerek elini uzattı.
Genç kızın sesi ve eli titriyordu.
Genç adam,´İstersen arkadaş kalabiliriz´ dedi ve birbirlerine son kez sarıldılar.
´BEN DOGRU YAPTIM...´Genç adam doğru yaptigina inanıyordu. Eve döndüğünde yürümekten bitap
bir haldeydi. Odasına girdi. Gece bitmek bilmiyordu. Sabah erken kalkıp ise
gidecekti, uyumalıydı. Birkaç saat sonra uykuya dalmayı basardı. Sabah
7´de saatin ziliyle uyandı. Evden çıkacağı zaman cep telefonuna baktı, mesaj
ve 10 cevapsız arama vardı. Yorgun olduğu için duymamıştı telefonun
sesini.
Aramalar ve mesaj sevgilisindendi. Heyecanla mesajı açtı, şunlar
yazıyordu:
SADECE ONLARI SEVMEYI SEVDIM,
HEPSINI ONLARSIZ YASADIM DA,
BIR SENI SENSIZ YASAYAMIYORUM,
BU ASKI TEK KALPTE TASIYAMIYORUM,
SANA YEMIN GÜZEL GÖZLÜM, BIR TEK SENI SEVDIM
VE SENI SEVEREK ÖLECEGIM, ELVEDA BIRTANEM...
Genç adam şaşırmıştı. Onu tanıdığı günden beri ilk defa şiir alıyordu
ve üstelik sabahın besinde yazmıştı. Heyecanla onu aradı, telefonu yabancı
bir ses açtı. Genç adam
´´Nalân´la görüşebilir miyim?´´ dedi. Ama karsısındaki agliyordu,
hıçkıra
hıçkıra hem de...
´Ben onun annesiyim yavrum, kızım bu sabah intihar etti. Gece sabaha
kadar
birilerini arayıp durdu. Sabah odasının ışığını sönmemiş görünce
girdim.
Yavrum kendini asmıştı...´
YIGILIP KALDI...
Genç adam beyninden vurulmuşa döndü. Bir gün önceki mide ağrısının iki
katini çekiyordu simdi. Olduğu yerde yığılıp kaldı...
Birkaç ay sonra iki doktor konuşuyordu hastanede. Doktorlardan biri
diğerine
karsıdaki hastanın durumunu soruyordu. Doktor yanıt verdi...
´Haaa o mu? Üç ay önce getirdiler. Kendisi yüzünden bir kız intihar
etmiş. O
günden sonra cep telefonunu elinden hiç bırakmamış. Devamlı bir şeyler
yazıp
birine yolluyor. Geçenlerde merak ettim. O uyurken gönderdiği numarayı
aradım. Numara 3 ay önce iptal edilmiş. Gelen mesajlarda bir şiir var.
Bu
adam duygusal mı bilmem ama benim anladığım kadarıyla şiiri yazan çok
duygusal biriymiş...
´ÇEVRENIZDEKI INSANLARIN NE HISSETTIGI YA DA NE DÜSÜNDÜGÜNDEN O KADAR
EMIN
OLMAYIN,
BAZEN BIR KALBIN, IÇINDE NELER SAKLADIGINI ÖGRENDIGINIZDE HERSEY IÇIN
ÇOK
GEÇ OLABILIR...
AŞK HAKKINDAKİ HERŞEY İÇİN TIKLAYINIZ