EGE BÖLGESİ
EGE BÖLGESİ
Bölgenin bölümleri:
1- Asıl Ege Bölümü
2- İç Batı Anadolu Bölümü
EGE BÖLGESİ BÖLGENİN COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ
Türkiye’nin batısında yer alan bölge , 79.140 km2 yer kaplar. 38.618 km2 Ege Bölümü’ne , 40.522 km2 ise İçbatı Anadolu Bölümü’ne girer. Ege Bölgesi Türkiye’nin yaklaşık %10,2 ‘ini kaplar.
a) Sınırları:
Ege bölgesi çok girintili çıkıntılı bir deniz yalısında,kuzeyde Edremit Körfezi kıyılarından güneyde Köyceğiz Köyü yakınlarına kadar uzanır. Güneydoğu Akdeniz Bölgesine komşu olur ; doğuda İç Anadolu’ya doğru girer, kuzeyde Marmara Bölgesi’ne bitişir. Ege Bölgesi sınırları içinde İzmir, Manisa, Aydın, Uşak ve Kütahya illerinin bütünü, Muğla, Denizli ve Afyon illerinin büyük bir kısmını , Balıkesir ve Bursa ilinin küçük bir kısmı yer almaktadır. Bölge sınırları içinde yer aldığı kabul edilen il ve ilçelerin toplam yüz ölçümü 83.358 km2 , nüfusu da 2000 yılında yapılan nüfus sayımına göre yaklaşık 9.000.000’dur.
b) Yeryüzü Şekilleri:
Ege Bölgesi’nde dikkati çeken özellikler,Kuzey ve Güney Anadolu’da olduğu gibi kıyıya paralel dağ sıralarının bulunmayışıdır, çoğu doğu-batı doğrultusunda uzanan geniş vadiler yüzey şekillerine yön verir, yer yer kuzey-güney veya kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu olanları varsa da , bütün bu vadi sistemlerinin ayırdığı dağ kütleleri fazla yüksek değildir. Başlıca çukur alanların genel doğrultusu sebebiyle bölüm içinde yüzey şekillerin kuzeyden güneye bir sıralanış gösterdiği dikkat çeker. Kuzey Edremit Körfezi ve Ovasıyla Bakırçay Ovası arasında Madra Dağı Kütlesi (1344 m) , Bakırçay ve Aşağı Menderes Ovası arasında Yunt Dağı Kütlesi (1075 m) , Gediz ve Küçük Menderes Vadileri arasında Bozdağlar (2160 m) ve bunların batıya uzantısıymış gibi görünen Urla Yarımadası yükseklikleri (Akdağ ,1218 m) : Küçük Menderes ve Büyük Menderes Ovaları arasında Aydın Dağları (1675 m) , Büyük Menderes Vadisi güneyinde güneydoğu-kuzeybatı vadilerde yarılmış dağlık Menteşe Yöresi Dağları ( doğu ve güneye gittikçe yükselir ; Beş Parmak Dağı (1350 m) , Madran Dağı (1792 m), Baba Dağı (2300 m), Honaz Dağı (2571 m), Güney Menteşe’de Sandıraz Dağı (2294m) . ). Bütün bu Dağınık dağ parçaları aslında,ortada billursal yapılı eski bir kütle (Libya-Karya veya Saruhan-Menteşe Kütlesi: son yıllarda kullanılan adıyla Menderes Kütlesi ) ile bunun etrafında onun kalıbına uyan daha yeni yapılı dağ sıralarından oluşmuş, üçüncü zaman içinde aşınmış ve göllerle kaplanmış , göl tortullarıyla örtülmüş , üçüncü zaman sonunda meydana gelen yer hareketleriyle birbirinden ayrılarak bu günkü halini almıştır. Böyle bir düzen birbirinden farklı doğrultulara sahip yüzey şekillerini denizle temasa getirdiği için kıyı çizgisi de son derece girintili çıkıntılıdır.
Ege Bölümü’nde dağlık kütlelere ayıran derin , geniş ve devamlı vadiler : Denizli, Akhisar doğrultusundan geçen çizgi ötesinde artık görünmez olur. Bunun yerine güneydoğu-kuzeybatı doğrultulu bir ekseni bulunan bir eşik ,iç batı Anadolu eşiği yer alır. Bu eşik üzerinde eksenin doğrultusunu boylayan birbirine paralel ve araları oldukça alçak oluklarla ayrılmış kesintili dağ dizileri görülür. Dağlar genellikle eski temele ait billursal yapılı bazen de volkaniktir. Dağlar arasındaki çukur alanlar ve dalgalı düzlükler de üçüncü zamana ait göllerin çökelttiği killi kireçli katmanlar ile örtülüdür. Dağ sıraları Sultan Dağlarıyla Uludağ arasındaki alanı kaplar. Dağ sıralarının en batısındaki Murat Dağı (2129 m), Şaphane Dağı (2120 m) Alçam-Akdağ (2089 m) ile daha doğuda Emir Dağı (2307 m) ve Türkmen Dağı (1825) Domaniç Dağı (1910 m) ve Uludağ’ı (2543 m) içime alır. Dağları ayıran ve onların etrafında yer alan yayla düzlükleri içinde de yer yer ovalar (Afyon Ovası, 1000 m gibi) ve yayla üzerinde volkanik menşeli tepeler görülür. Kula dolaylarında kara kayalarından oluşmuş dağlar arasında çok taze volkan konilerine rastlanır.
Ege Bölgesi birbirine bağlı birçok graben ve horst lardan oluşmaktadır. Grabenler, kırık hatların geçtiği alanlardır. Bu nedenle bölgede yer alan Edremit Körfezi, Bakırçay, Simav, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes Grabenleri başlıca deprem alanlarıdır ve bölgenin %90’ı 1.dereceden deprem kuşağına girer.
c) İklim
Ege bölgesi yazları sıcak ve kurak
kışları ılık ve yağışlı Akdeniz iklimi etkisi altındadır; fakat burada kıyıya paralel devamlı dağlar bulunmadığı için deniz etkisi içerilere daha fazla sokulur. Ege bölgesi kuzey etkilerine az açık olduğu için özellikle bölgenin kuzey kesimlerinde kışın soğuk baskınları daha fazla görülür. Yağışlarda yaz kuraklığı geneldir. Yağış tutarı bakımından Akdeniz ve Karadeniz Bölgeleri’nde görülen ölçüde farklar görülmez. İçbatı kesiminde yaz-kış sıcaklık farkı artar. En soğuk ve en sıcak ayların ortalama sıcaklık dereceleri kıyı boyunda güneyden kuzeye azalır; Bodrum 110 C ve 280 C ,İzmir 80 C ve 27 0 C. Ege ovalarında kışlar ılık, yazlar kıyıdan daha sıcaktır. İçbatı Anadolu Eşiği’nde yükseklik dolayısıyla İç Anadolu şartlarına yaklaşan bir durum belirir. Ortalama Uşak’ta 20C ve 230 C ,Afyon’da 00 C ve 220C olur. Minimum ve maximumlar da farklıdır. En düşük sıcaklık Bodrum’da –40 , İzmir’de –80, Aydın’da –110 , Uşak’ta –240, Kütahya’da –280 ; en yüksek sıcaklık Ege Bölümü’nde tropikal havanın yayıldığı sıralarda genellikle 400 üstünde (Bodrum 430 , İzmir 420 ,Manisa 440) eşik üstünde de buna yakındır (Uşak 390 , Kütahya 360). Yıllık ortalama yağış miktarı genellikle 500 mm üstünde olmakla beraber bazen 1m yi geçer; İzmir 693 mm, Edremit 725 mm, Aydın 660 mm, Uşak 540 mm, Afyon 460 mm . Yağış rejimi kıyı boyunca tipik Akdeniz rejimidir: yaz mevsimi yağış payı %2 yi geçmez.(Bodrum % 1den az, İzmir %2).kışın ise % 50 yi hatta %60 a yükselir.(Bodrum %63.5 , İzmir %55) Sonbahar yağış payı ilkbahar yağış payından çok az farklıdır. Ege bölümü ovalarında yaz yine çok kurak geçmekle beraber , bu mevsimin yağış yüzde payı 3-4 ü bulur. İçbatı Anadolu’da ise kış yağışları %50’nin altına düşer.(Uşak %42.5 , Afyon %31.5) ilkbaharda yağış payı gittikçe artar(Afyon % 34) , yazın payı da % 30 u geçebilir: (Uşak%9 , Afyon %16,5 ) . Kar yağışları kıyı boyunca seyrek , fakat iç kesimlerde oldukça fazladır.( ortalama Bodrum 0.1 , İzmir 0.2 , Muğla 1.2 , Denizli 3.5, Uşak 9, Kütahya 20 gün). Bulutluluk kıyıda az , eşik kesimde fazladır. Açık günlerin sayısı Bodrum’da 178 günü bulur.
Ege Bölgesi, İzlanda ve Batı Akdeniz geçici alçak basınçlardan büyük ölçüde etkilenmektedir. Bu basınçların etkisiyle ilkbaharda kuzeybatıdan esen etezyen, bölge iklimine özellik kazandırır. Yaz mevsiminde denizden karaya doğru esen imbat rüzgarları, bölgenin tanınmış yerel rüzgarlarıdır.
d) Bitki Örtüsü
Akdeniz İklimi’nin hüküm sürdüğü , kesimlerde tabii bitki örtüsü alçak kesimlerde maki görünüşü olan kurakçıl bir orman biçimindedir. Kuzeye doğru nemli rüzgarlara açık Dağların yamaçlarında bunların arasında Karadeniz kıyısında görülen tipler karışır. Doğuya doğru gittikçe deniz etkisinin azalması , yükselti artması ve yağışların eksilmesi dolayısıyla otsu bitkiler (step) hakim duruma geçer. Maki bölgenin güney kesimlerinde 800m ye kuzeyde ve içerilere doğru 500m ye kadar yükselir. Tahrip edildiği yerlerde ladenotu gibi bitkilerin yayıldığı frigane tipi cılız bitki örtülerine rastlanır. Maki içinde pırnal meşesi, palamut meşesi , defne, kocayemiş, mersin ağacı, yabani zeytin, çok görülür. Asıl orman ,daha maki basamağında kızılçam ile belirir. Kızılçam da yükseklerde yerini , karaçam a bırakır. Karaçam ormanlarıyla step alanları arasın, meşeler ve meşe çalıları girer. Sarıçam a Türkmen Dağında fıstık çamına Kozak Dağlarında, ayrıca Medran ve Beşparmak Dağlarında , göknara Kaz Dağında rastlanır. Üçüncü zamanın sıcak nemli devri yadigarı olan günlük ağacı güney kıyılarına sığınmıştır. Steplerin İçbatı Anadolu’nun düzlüklerinde yayıldığı görülür. Bununla beraber step çok yerde insanların yaptıkları baltalamalar sonucunda seyrek bir ormanın yerini almış olmalıdır. Bu kesimde akarsular boyunca söğüt dizileri , köyler etrafında kavaklıklar bulunur.
e) Sular
Ege Bölgesi’nin büyük bir kısmında sular Bakırçay, Gediz,Küçük ve Büyük Menderes Irmakları aracılığıyla Ege Denizine dökülür. Yalnız İçbatı Anadolu Bölümü’nün kuzey kesimi sularını Susurlu Irmağı’nın yukarı çığırı ve sağdan aldığı Emet Çağı, Kocacay ile Marmara Denizine ,Sakarya ırmağı ve önemli kolu Porsuk çayı ile Karadeniz’e , doğuda da Afyon Akşehir Gölüne gönderir. Ege Bölgesi’nde yazlar çok sıcak ve kurak geçtiği için ,bu mevsimde akarsular çok fakirleşir, hatta bazıları tükenecek hale gelir. Buna karşılık kışın ve ilkbaharda kuvvetli yağışlarla ve hızlı kar erimeleriyle kabarır. Bazen bu kabarmalar çevreye zarar verebilecek hale gelir . Ege bölgesinde Akarçay çevresi dışında kapalı havza yoktur. Yalnız Güney Menteşe Yöresi’nde zeminin geçirimli topraktan oluşması dolayısıyla sular yer altı yollarıyla başka akarsulara veya denizlere ulaşmaktadır. Gediz üzerindeki Demirköprü ve Büyük Menderes’ in kolu Akçay üzerindeki kemer barajı gerisinde birer yapma göl bulunur. Simav Çayının yukarısındaki Simav Gölü ise kurumuştur.
f) Nüfus ve Yerleşme
Ege Bölgesi kapladığı alan bakımından Türkiye’nin %10 unu geçmediği halde memleket nüfusunun %14 ünü kaplamaktadır. Bütününde bölge içinde yer alan 5 il ile kısmen yer alan 5 ilin bölgeye giren ilçelerinde (84.046 km2 ) . 2000 yılında yapılan nüfus sayımına göre nüfusu yaklaşık 9.000.000’dur.Ege Bölgesi’nin 5.2 milyondan fazlası 3.000 den az nüfuslu yerlerde yaşar; buna göre de Ege Bölgesi’nde kır nüfus yoğunluğu km2 ye 54 kişi olur.3.000 den fazla kasaba ve şehirlerde ise 160’dır.Buralarda yaşayanlar bölge nüfusunun % 45 ini oluştururlar.10.000’d en fazla nüfusu olan 38 şehirde yaşayanlar bölge nüfusunun %32 sini oluşturur. Cumhuriyet döneminde Ege Bölgesinde nüfus ile birlikte şehir sayısı da artmıştır : 1927 sayımında bölgedeki şehirlerin sayısı 14, toplam nüfus 371.000 idi. Şimdi ise bu sayı çok fazla artmıştır.
g) Ekonomi
Nüfusun yarıdan fazlası şehirler dışında yaşayan Ege Bölgesi’nde toprak başlıca geçim kaynağı sayılsa da Doğu Anadolu ve İç Anadolu’ya benzemez. Tarım dışı geçim kaynakları ise sanayi ve ticarettir. İzmir Türkiye’nin ikinci iktisadi merkezi sayılır. Tarımın çeşitlilik göstermesinde iklim ve toprak şartları, coğrafi mevki, ulaşım kolaylığı etkili olmuştur. Daha çok Akdeniz iklimine uyan bitkilerin tarımı yapılır. Hatta bunlardan bazıları asıl Akdeniz Bölgesi’nden daha kaliteli ürün verir ( üzüm ,zeytin ...) .Gerçekte bu özellikler Ege Bölümü’nde gözükür. İçerilere doğru gittikçe ve yükselti arttıkça İç Anadolu’ya geçiş özelliği belirir; tahıl ekimi ,nadas oranı artar, hayvancılık gitgide önemli yer tutar. Topraktan faydalanma bölünüşü yaklaşık olarak şöyledir: ekili dikili topraklar %28, nadas toprakları %7.5,orman alanları %21, çayır ve otlaklar %26 ,ürün veremeyen topraklar %17,5
Ekili dikili topraklar bakımından Ege Bölgesi Marmara Bölgesi’nden biraz geride, İç Anadolu’yla eşit ,Doğu Anadolu’nun üç katına yakın bir durumdadır. Orman alanları da Türkiye ortalamasının çok üstünde olmakla beraber Yüzey şekillerinin fazla kuvvetli olmayışı ve yaz kuraklığı ağaçların tahribini kolaylaştırmakta, asıl ormanlar İçbatı ve Menteşe Yöresi’ndedir. Çayır ve otlaklar fazla yer tutmaz. Ekili alanlar ağaç ve fidan dikili yerlerden fazla olmakla beraber, dikili alanlar İçbatı Anadolu’da %1.5’e düşmekte, Ege Bölümü’nde %7’yi geçmektedir. Ekili alanların ortalama bölünüşü şöyledir: tahıl %70, sebzeler %9, sanayi bitkileri %21. Tahıl tarlaları ekili yerlerin 10/7’sini meydana getirir. Gerçekte bu oran Kütahya çevresinde %91, Afyon’da %90 olduğu halde İzmir’de %44 ve Aydın’da %46’ya düşer. Tahıl ürünleri arasında genellikle tahıl başta gelir; ortalama 1 milyon ton elde edilir. Afyon , Manisa ve Kütahya illeri başta gelir. İkinciliği arpa (500.000 ton kadar) alır, mısır çok geride kalır.
Genellikle pirinç üretimine az önem verilir. Sebze ekimi oldukça önemlidir. Yaş sebze ekimi iklim şartlarından yararlanır ve turfandacılık gelişmiştir. Patates ekimi oldukça gelişmiş olmakla beraber ilden ile fark gösterir. Yaygın olarak kavun karpuz ekiminde Manisa ili başta gelir. Sanayi bitkileri eğitimi daha çok önemlidir, fakat bu bakımdan İçbatı Anadolu ile Ege Bölümü arasında çok büyük fark görülür. Kütahya ve Afyon illerinin ekili alanlarında ancak %5’i sanayi bitkileri yetiştirilir. Ama bu bitkilerin oranı İzmir ilinde %47’yi , Aydın’da %51’i bulur. Ege Bölgesi’nde sanayi bitkileri ekimi çok çeşitlidir; tütün özellikle Manisa (45.000 ton),İzmir (40.000 ton) ve Muğla’da (15.000 ton) ekilir. Denizli (8.000 ton) ve Aydın (3.000 ton) illerinin payı daha azdır. Kütahya ve Uşak illerinde çok daha az tütün üretilir. Toplam olarak Ege Bölgesi’nin Tütün üretimi son yıllarda artma göstermiştir. Pamuğun şimdiki yıllarda Ege Bölgesi’nde hem üretimi artmış hem de kalitesi artmıştır. Son yıllarda 200.000 tona yaklaşmış, Türkiye pamuk ürününün %36‘sı Ege Bölgesi’nde yetişmektedir. Başka yağ bitkileri arasında haşhaş ürünü eskiden beri Afyon ilinde kümelenmekte, ve Ege Bölgesi afyon ürününün %80 ini sağlamaktadır. Susam üretiminde başta Muğla olmakla birlikte Türkiye üretiminin %30 u bu bölgede üretilmektedir.
Dikili alanlar bakımından bölgenin büyük özelliği çekirdeksiz üzüm ve kurutulmaya elverişli incir yetiştirilmesidir. Ayrıca zeytin üretiminde bölgenin belli kesimlerinde toplanır. Üzüm asmasına bölgenin her tarafında rastlanır ve ürünün çoğu yerinde tüketilir. Ege bölgesinin özel öneme sahip üzümü kurutmalık çekirdeksiz üzüm olup en çok İzmir yöresinde ve Gediz Ovası yamaçlarında ayrıca küçük menderes ovasında yetişir. Kuru üzüm ihracatı 50.000-70.000 arasındadır. Ayrıca sekiz ilin yaş üzüm üretimi 700.000 ton kadardır. Bunun yarıdan fazlası Manisa iline 1/20’si İçbatı Anadolu Bölümü’ne düşer. Eğe Bölgesi’nin ünlü kurutmalık inciri ise çoğunlukla büyük menderes vadisinde yani Aydın ilinde toplanır. Turunçgillere özellikle bölgenin güney kesiminde rastlanır. Bodrum ili eskiden beri mandalinasıyla ünlüdür. Türkiye zeytinliklerinin % 68’i Ege Bölgesi’nde toplanır. Edremit Körfezi kıyıları başta gelir. Manisa’da bağcılık yüzünden biraz gerilemiş görülen zeytincilik Aydın ve Muğla illerinde tekrar gelişir. Zeytinyağı üretimi 35.000 ile 80.000 ton arasında oynar.
Hayvancılık bakımından özellikle İçbatı Anadolu’da çayır ve otlakların eğe bölümüne göre daha fazla yer tuttuğu dikkat çeker. En çok küçük baş hayvan beslenir. Koyun sayısı 5.000.000 ‘a yaklaşır. Keçi sayısı da koyun sayısının yarısı kadardır. Sığırların sayısı yalnız Kütahya ve Afyon illerinde 400.000’i aşar ve bölgenin bütün illerinde toplam sayıları 1.750.000’i bulmaz. Manda sayısı 100.000 kadardır. At sayısı (200.000) eşek sayısından (450.000) azdır. Ege Bölgesi’nin bütün illerinde yaşayan evcil hayvanların Türkiye toplamına oranı şöyledir : koyun % 10.8 , Kıl keçi % 12.8 , Tiftik keçisi % 9 , Sığır % 9 , Manda % 5.5 ‘dir.
Kümes hayvancılığı oldukça yaygındır (6.000.000 Tavuk). Arıcılık her tarafta yapılır. Muğla ili yıllık 900 tona yakın bal üretimiyle Türkiye’de birinci sıradadır. İpek böcekçiliğinde bütün Türkiye’de olduğu gibi gerileme görülür. Ege Bölümü’nün bütün illerinde çok az ipek böceği yetiştirilir. Deniz ürünlerinde çeşitlilik görülür, özellikle İzmir Körfezi kıyıları balıkçılıktan yana önem taşır. Balık yumurtası özellikle Akdeniz Bölgesi sınırındaki köyceğiz gölünden çıkarılır. Bafa Gölünde ve kıyı göllerinde de balık tutulur. Süngerciliğin başlıca merkezi Bodrum’dur.
Ege Bölgesinde maden bakımından çeşitlilik varsa da maden yataklarından rezervi zengin olanlar sayılıdır. Bölge madenleri arasında çok eskiden işletilmiş olanlar vardır: Lydia kralı Kroisos un zenginliğini sağlayan altın, başkenti olan Sardeis ten geçen Paktalos çayının alüvyonları içinden çıkartılmaktaydı. Bugün işletilen maden yatakları arasında yakıtlardan linyit özellikle Kütahya yöresi ve Soma dolaylarında kümelenmiştir. Ayrıca İzmir, Tire , B.Menderes , Milas ,Denizli dolaylarında da linyit bulunur. Borasit İçbatı Anadolu’da zengin yataklar halinde bulunur. Krom cevheri ilk olarak Bursa güneyinde işletilmeğe başlanmış olup ayrıca Güney Menteşe yöresinde de bulunur. Ege Bölgesi’nde çok yerde demir yataklarına rastlanır. Manganez, manyezit, zımpara ,kükürt, cıva , antimon, mika da bu arada sayılabilir. Çeşitli mermer ve yapı taşı yatakları , maden suyu kaynakları vardır. Türkiye nin başlıca tuzlası İzmir Körfezinde Çamaltı’ndadır.
Sanayi bakımından Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi’nin ardından ikinci gelir. Sanayi faaliyetleri özellikle İzmir şehrinde toplanmıştır. İzmir dışında da birtakım sanayi tesisleri bulunmaktadır. İzmir’de kümelenen sanayi kollarından an önemlisi dokumacılık alanına düşer. İkinci grupta makine, madeni eşya, tamir atölyeleri ve dökümhaneler sıralanır. Besin maddeleri arasında un, makarna, konserve, yağ fabrikaları, kuru üzüm ve incir işlenen tesisler, ayrıca ispirtolu içki yapımı, tütün hazırlanması sayılabilir. Deri ayakkabı, giyim eşyası lastik ,cam işleri de söylenebilir.
Ege Bölümü’nde yollar,deniz kıyısına doğru yönelen vadi oluklarıyla boydan boya kesmekte, bu olukların birinden ötekine, denize yakın kesimde kolaylıkla geçilmektedir. Bu durum İzmir in önem kazanmasının sebebini ortaya koyar. İçbatı Eşiğinde de ulaşım çeşitli yönlere doğru kolaylıkla yönelebilir. Afyon ve Kütahya’da düğümlenen kara ve demir yolları İç Anadolu’ya ,Marmara’ya ve göller yöresinden Akdeniz kıyılarına bağlanabilir. Kıyılarda birçok tabii liman bulunmakla beraber, faaliyet İzmir’de toplanmıştır. Diğer iskeleler turistik önem taşır: Ayvalık, Çeşme, Kuşadası, Güllük, Bodrum, Marmaris gibi. Dış ticaret bakımından Ege Bölgesi imtiyazlı bir durumdadır. Bölge ticari faaliyetlere katılma bakımından önemli rol oynar. İzmir Türkiye’nin en önemli ihracat limanıdır. İzmir ithalatta geri durumda kalmasına karşılık ihracatta başta gelmektedir.
2-BÖLGENİN COĞRAFİ BÖLÜMLERİ
a) Ege Bölümü
Ege Bölgesi’nin kıyıya yakın olan kısmı batı yarısıdır. Buraya Asıl Ege veya Kıyı Ege de denir. En dikkat çekici özelliği doğu-batı yönünde uzanan dağlar ve bunlar arasında bulunan çöküntü ovalarıdır. Bu ovaların doğu uçlarını birleştiren hat , aynı zamanda Ege Bölümü’nün doğu sınırını oluşturur. Bölümün başlıca Dağları olan Madra Dağı ,Yund Dağı ,Boz Dağlar ve Aydın Dağları doğu-batı yönünde uzanır.
Bunlar arasında uzun çukurlarda bulunan ovalar ise: Bakırçay , Gediz, Büyük ve Küçük Menderes Ovalarıdır. Bu ovalar içinde , aynı adı taşıyan akarsular batıya doğru akarak Ege Denizine dökülür.
Bölümün kıyıları çok girintili çıkıntılıdır. Kıyıya dik olarak gelen Dağların denize olan çıkıntıları burunları ve yarımadaları oluşturmuştur. Bunların başlıcaları; Karaburun , Bodrum ve Datça Yarımadalarıdır. Dağlar arasındaki çukurlukların denize açılan kısımlarında ise girintiler meydana gelmiştir. Bunlar kuzeyden güneye doğru Edremit, Çandarlı, İzmir, Kuşadası ,Göllük ve Gökova Körfezleridir. Bu körfezler akarsuların taşıdıkları alüvyonlarla giderek dolmaktadır. Önceleri birer kıyı şehri olan Efes ve Milet’in günümüzde denizden 5-6 km içeride kalması bunun sonucudur. İzmir Limanı’nın da aynı şekilde dolmasını önlemek amacıyla Gediz’in yatağı kuzeye çevrilmiştir.
Ege Bölümü’nün güneyini dağlık Menteşe Yöresi kaplar. Buradaki topoğrafya, bölümün kuzeyinden farklıdır. Bu yörede dağlar Büyük Menderes’e güneyden birleşen kolların arasında kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanır. Dağlar arasında Çine Ovası, Milas Ovası gibi küçük ovalara rastlanır.
Ege Bölümü’nde Akdeniz İklimi etkilidir. Batı-doğu yönünde uzanan çukurluklar deniz etkisinin içerilere kadar sokulmasını sağlar. Kıyı kesiminde kar yağışları ve don olayları yok denecek kadar seyrek görülür. Günlük mevsimlik sıcaklık farkı azdır. Bölümün alçak kesimlerinde bitki örtüsü makidir. Yükseklerde ise ormandır.
Ege Bölümü Türkiye nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu yerlerdendir. Özellikle buradaki verimli ovalarda nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının 2-3 katıdır. Uygun iklim şartları ve verimli toprakları sayesinde çok çeşitli tarım ürünleri yetiştirilir. Bunların başlıcaları pamuk, tütün,, zeytin, incir, üzümdür. Pamuk kıyıya yakın ova tabanlarında, zeytin Edremit ve Ayvalık’ta ,incir Büyük Menderes Ovasında , tütün İzmir çevresinde, üzüm ise Küçük Menderes ve Gediz Ovasında yoğun olarak yetiştirilir. Bunların dışında buğday, mısır, sebze ile çeşitli meyveler yetiştirilmektedir. Bölümde hayvancılık da önemlidir. Küçük baş hayvanlar daha çoktur. Ayrıca arıcılıktan da önemli gelir elde edilir.
Tarımın yanında sanayi de önemli bir geçim kaynağıdır. Sanayi kuruluşlarının çoğu, bölümde yetiştirilen tarım ürününü işler. Zeytinyağı, sabun ,besin ,pamuklu dokuma ve halıcılıkla ilgili çeşitli kuruluşlar vardır. Yurdumuzun ilk dokuma fabrikası Nazilli’de kurulmuştur. Yatağan ve Soma da termik santral vardır. Denizli yakınlarında Sarayköy de yer altından çıkartılan su buharından elektrik elde edilir. Yurdumuzun 5 rafinerisinden birisi İzmir’deki Aliağa Rafinerisidir.
Bölümde şehirleşme oranı yüksektir. En büyük şehri İzmir’dir. Kuruluşu ilk çağa kadar uzanan İzmir, bütün Ege Bölgesi’nin ticaret ,sanayi ve kültür merkezidir. Büyük bir limana sahiptir. Nüfus olarak Türkiye’nin üçüncü büyük şehridir. Petrokimya, otomotiv, dokuma ,besin başta olmak üzere şehirde pek çok sanayi kuruluşu vardır. Milletlerarası İzmir Fuarı şehrin canlılığını daha da arttırır. Bölümüm diğer başlıca yerleşim merkezleri Denizli, Aydın, Manisa ve Muğla’dır. Ayrıca Burhaniye, Ayvalık, Foça; Çeşme , Kuşadası, Bodrum, Datça ve Marmaris kıyıda deniz turizmi yönünden önemli yerlerdir. Soma, Kırkağaç, Akhisar, Turgutlu, Salihli , Alaşehir, Ödemiş, Tire, Nazilli, Söke ve Milas diğer başlıca merkezlerdendir.
Ege Bölümü’nde çeşitli yer altı zenginlikleri de vardır. Soma ve Yatağan’da zengin linyit yatakları bulunur. Türkiye linyit üretiminin yarısı bu yataklardan elde edilir. Krom ,demir ve zımpara taşı bölümün diğer madenleridir. İzmir yakınında bulunan Çamaltı Tuzlası’ndan önemli miktarda tuz elde edilir.
Ege Bölümü çok uzun bir kıyı şeridine sahiptir. Uzun süren yaz mevsimi bol güneşlidir. Denizi de temizdir. Denizli yakınında bulunan Pamukkale Travertenleri dünyada eşi olmayan bir tabiat harikasıdır. Ayrıca binlerce yıl öncesinden kalma tarihi eserler, başka hiçbir yerde bulunmayacak kadar çoktur. Bu özellikleriyle Ege Bölümü, turistler için eşsiz bir yerdir. Bundan dolayı her yıl giderek artan yerli ve yabancı turist uğrak ve konaklama yeri olmuştur. Bu yüzden turizm bölüm ekonomisinde giderek artan bir öneme sahiptir.
b) İç Batı Anadolu Bölümü
İç Batı Anadolu Bölümü ,Ege Bölgesi’nin doğu yarısını kaplar. İç Anadolu Bölgesi ile Ege Bölümü’nü birbirinden ayıran eşik özelliğindedir. Onun için buraya İç Batı Anadolu eşiği de denir. Yer şekilleri batınınkinden çok farklıdır. Artık burada uzun çöküntü oluklarına rastlanmaz. Dik bir basamakla çıkılan platolar üzerinde 200 m’ye kadar yükselen dağlar vardır. Başlıcaları Murat Dağı, Emir Dağı, Eğrigöz Dağı’dır.
Bölüm, iklim ve bitki örtüsü bakımından da Ege Bölümü’nden farklıdır. Ege Denizi’nin yumuşatıcı etkisi burada oldukça zayıflar. Kışın soğuk ve uzun geçer. Yazlar ise kıyı kesimine göre daha kısa ve serindir. Birki örtüsü de iklimdeki bu değisikliklere uymuştur. Ege Bölümü’nde görülen maki örtüsüne burada rastlanmaz. Platolarda bozkır, yükseklerde ise ormanlar görülür.
İç Batı Anadolu Bölümü, şehirleşme ve nüfus bakımından da Ege Bölümü’ne göre çok farklıdır. Yüzölçümü aşağı yukarı aynı olmasına karşılık nüfus onun yarısı kadardır. Bundan dolayı şehirlerin hem sayısı hem de nüfusu da azdır. Kütahya, Afyon ve Uşak bölümdeki önemli şehirlerdir. Uşak’ta Türkiye’de kurulan ilk şeker fabrikası bulunur. Bunlar,bölümü İzmir’e bağlayan yolların üzerinde kurulmuş ticaret ve sanayi merkezleridir. Ayrıca:Tavşanlı, Demirci, Simav, Gediz ,Kula ve sandıklı diğer başlıca yerleşme merkezleridir.
Afyon bölümün sanayi merkezlerindendir. Kütahya ,çok eskiden beri çiniciliğin merkezidir. Uşak, Demirci, Gördes ,Kula ve Simav’da halıcılık önemli geçim kaynağıdır.
Yer altı kaynakları bakımından bölüm şanslı sayılır. Tavşanlı , Tunçbilek, Seyitömer ve Değirmisaz’da zengin ve kaliteli linyit yatakları vardır. Bu linyitlerin bir kısmı ordaki termik santrallerde kullanılarak elektrik üretilir. Daha kaliteli olanlarıysa ısınmada kullanılmak üzere yurdun çeşitli yerlerine gönderilir. Afyon’daki zengin mermer yatakları ,yöreye önemli gelir sağlar. Ayrıca Kütahya çevresinde krom yatakları bulunur.
3-BÖLGENİN TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ
Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi’nden sonra yurdumuzun en gelişmiş yeridir. Bölgenin verimli ovalarında ,ekonomik değeri yüksek sanayi bitkileri yetiştirilir. Meyve ve sebze üretimi de yüksek miktardadır. Bölge özellikle ihracata yönelik ürünlerle önem kazanmıştır. Türkiye’de üretilen incirin ve haşhaşın büyük bir bölümünü, zeytinin yarısından çoğunu, tütün ve pamuğun önemli miktarını, üzümün üçte birinden çoğunu, Ege Bölgesi karşılar. Yurdumuzdaki zeytin ağaçlarının yarısından çoğu bu bölgededir. Türkiye şeker pancarı ,turunçgil ve tahıl üretiminin onda biri kadarı bu bölgede gerçekleştirilir.
Bölge yer altı kaynakları bakımından çok zengindir. Türkiye’de kaliteli linyitin büyük bir kısmı buradan çıkarılır. Isınma ihtiyacının giderilmesinin yanı sıra ,elektrik üretiminde de linyitten yararlanılmaktadır. Termik santralleri ve çeşitli hidroelektrik santralleriyle bölge Türkiye elektrik üretimine katkıda bulunur. Bölgeden çıkarılan zımpara taşının tamamına yakını ihraç edilir.
İzmir yakınındaki Çamaltı tuzlası, Türkiye tuz ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılar. Bölge ticaret ,sanayi ve ulaşım alanında da önemli bir yere sahiptir. Gıdadan dokumacılığa, otomotiv sanayiigiderilmesinin yanı sıra ,elektrik üretiminde de linyitten yararlanılmaktadır. Termik santralleri ve çeşitli hidroelektrik santralleriyle bölge Türkiye elektrik üretimine katkıda bulunur. Bölgeden çıkarılan zımpara taşının tamamına yakını ihraç edilir.
İzmir yakınındaki Çamaltı tuzlası, Türkiye tuz ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılar. Bölge ticaret ,sanayi ve ulaşım alanında da önemli bir yere sahiptir. Gıdadan dokumacılığa, otomotiv sanayiinden elektronik ve makine üretimine, petro kimya, madeni eşya ,çimento ,azot ve sun’i gübreye kadar çeşitli alanlarda etkinlik gösteren sanayi tesislerine sahiptir. En büyük rafinerilerden biri olan Aliağa Rafinerisi bu bölgededir.
4-Bölgenin Türkiye Turizmindeki Yeri
Ege Bölgesi’nin özellikle kıyı kesiminin çok büyük bir turizm potansiyeli vardır. Çünkü burası çok zengin tarihi değerlere ve olağanüstü doğal güzelliklere sahiptir.
Ege kıyısındaki koyların kenarlarında çok sayıda tatil köyü, tatil sitesi, otel, motel ve buna benzer tesisler kurulmuştur. Edremit Körfezi çevresinde Altınoluk, Akçay, Ören, Ayvalık; İzmir çevresinde Dikili, Foça, Çeşme, Kuşadası ;daha güneyde Bodrum, Marmaris, Datça deniz turizminin canlı olduğu yerlerdir.İlk Çağ antik kent kalıntılarının bulunduğu yerler de Efes, Bergama, Milet, Didim, Sart, Knidos, Meryem Ana turistlerin yoğunolarak uğrak yeridir.
Önemli turizm merkezlerinden biri de eşsiz travertenleri, tarihi kalıntıları, kaplıcaları ve modern konaklama tesisleriyle Pamukkale‘dir. Bölgedeki milli parklar ve Çamaltı tuzlası yakınlarındaki Kuş Cenneti yerli ve yabancı turistlerin ilgi gösterdikleri yerlerdendir.