SELÜLİT NASIL ENGELLENİR,EN İYİ SELÜLİT YOK ETME NEDİR
Selülitimi Nasıl Önlerim ?Yaz mevsimi yaklaşırken hepimizi yine o bilindikten dertten kurtulma telaşı sardı: Selülitler
Aslında kışın zorlu bir mevsim olduğu düşünülür. Doğrudur da.. Peki yaz, bahar ayları ne kadar zorlar insanı? Herkes kendince bir yanıt verebilir bu soruya elbette. Ancak, biz 'zorlar' diyenlerin sesine kulak verelim. Evet, erkekler çok farkında olmasa da bazen yaz-bahar ayları da bir hayli zorlu başlar kadınlar için. Bir pantolon bir kazak, uzun etekler ve mus çoraplarla kolayca geçiştirebildiğimiz kış aylarının rahatlığı gerilerde kalır. Minisi, bikinisi, mayosu vardır artık, insan neresini saklayacağını şaşırır... Evet, deniz mevsimi başladı mı, çaresizdir kadınlar, kaçarı göçeri yoktur. Bikinilerimizle birlikte aynanın karşısına geçip şöyle arkadan, arkadan selülit kontrolü yaparken buluruz kendimizi. Kışın 'portakal ağacı' gelip yerleşmiştir pürüzsüz tenimize...
Anneannelerimizde var mıydı bilinmez, ama selülit son yıllarda o kadar çok adından söz ettirdi ki, onu tanımamak ya da ondan korkmamak mümkün değil. Yaz aylarına doğru yaklaştıkça kadınları daha çok korkutmaya başlayan, varlığını portakal kabuğu görüntüsüyle ortaya çıkaran selülit, modern çağın bir sonucu olarak kabul ediliyor. Hareketsiz bir yaşam ve fast food gibi alışkanlıklarla başlayan, yağlı yiyecekler, asitli içeceklerle tırmanan selülit oluşumu, bir estetik sorunu gibi görünse de aslında bir sağlık sorunu diyor hekimler...
Baldırların arkası görünmüyor sanmayın! Tıp dilinde 'hidrolipodistrofi' denilen selülit, derinin alt tabakasındaki yağ dokusunun, bağ dokuları arasında sıkışmasıyla ortaya çıkıyor. Bu da yağların, özellikle kalça ve üst bacak bölgesinde düzensiz ve biçimsiz toplanmasına neden oluyor ve ortaya görmek istemediğiniz kötü görüntüler çıkıyor. Portakal kabuğu görünümünde sadece yağ hücrelerinin suçu yok, aynı zamanda hızlı kilo kaybı ve zayıf bir bağ dokusu da selülit oluşumuna neden oluyor. Genç-yaşlı, şişman-zayıf ayırdetmeden kadınların yüzde 80'ini yoklayan selülitin yerleşim alanları çok tipik. Uyluğun üst, dizin ve bileğin iç kısımları, kaba et ve baldırların arkası, üst bacaklar ve üst kollar gibi. Selülite zemin hazırlayan çok fazla faktör var. Ancak en çok üzerinde durulanlar, genetik yatkınlık, hormonların etkisi, dolaşım bozukluğu, beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam.
Tedavide krem ve masaj Selülitin yok edilmesinde krem ve masaj en etkili yöntemler arasında yer alıyor. Kullanacağınız antiselülit kremlerin yanı sıra evde kendi kendinize yapacağınız masajlarla selülite savaş açabilirsiniz. Uzmanlar kontrolünde yaptıracağınız tıbbi masajlar da selülit tedavisinde etkili sonuçlar veriyor.
Kremler: Evde kullanabileceğiniz anti selülit kremler, deriye hemen nüfuz ederek, doğrudan yağ hücrelerini etkiliyor. Bu kremler selülitlerinizi tamamen yok etmese de azalmasını sağlıyor. Antiselülit kremler sayesinde hem pürüzsüz bir cilde sahip olabilirsiniz, hem de yeni selülitlerin oluşmasını önleyebilirsiniz.
Evde masaj: Kremlerin yanı sıra evde rahatlıkla yapabileceğiniz masajlarla da selilütle mücadele edebilirsiniz. Masaja kalçalarınızdan başlayın ve ellerinizle aşağıya ve yukarıya doğru daireler çizin. Daha sonra derinizi sıkıştırmadan baş ve işaret parmaklarınızın arasına alın ve yoğurur gibi masaj yapın ve bu arada dizlerin iç tarafını unutmayın.
Tıbbi masajlar: Selülit tedavisinin en önemli ayaklarından biri de tıbbi masajlar. Çünkü masaj kan ve lenf dolaşımını harekete geçirir ve dokuların taze oksijen ile dolmasını sağlar. Uzmanlar kontrolünde yaptırabileceğiniz bu tedavinin yaygın olarak kullanılan iki yöntemi var: Dolaşım masajları: Kan ve lenfatik dolaşıma yönelik. Bu masaj deri altı kan dolaşımını aktive ederek, dokularınızın canlanmasını sağlıyor. Lenfatik drenaj masajları: Özellikle lenf dolaşımı üzerinde etkili oluyor. Bu masajın hem elle hem de aletle uygulanan şekilleri var. Her iki masaj sonunda da hücrelere bolca oksijen gidiyor ve toksinlerinizin vücuttan atılmasını kolaylaştırıyor.
Selülite dur demek için Kadına özgü bu estetik problemde en büyük nedenlerden biri hormon ve kalıtımsa, üçüncü neden yanlış beslenme ve fazla kilolar. "Fazla kiloyu vermeden selülitle savaşmak boş bir çabadır" diyen Dr. Muzaffer Kuşhan, beslenme yanlışlarıyla tırmanışa geçen selülitle mücadelenin yollarını gösterdi. Günde en az 1.5-2 litre sıvı alınmalıdır. En sağlıklı içecekler; su, soda, ıhlamur, ada çayı, sarı çay gibi doğal ot çayları, sıkma taze meyve suları, sıkma taze sebze suları, ayran. Şişede, kutuda satılan kola ve meyve suyu gibi konserve edilmiş içecekler, siyah çay, kahve çok az içilmelidir. En iyisi içmemek. Turşu suyu, sirke, şalgam suyu gibi tuzlu içecekler (tuzlu ayran dahil) asla içilmemelidir. Hamur işi tatlılar, tuzlular, çikolata, gofret, kakaolu fındıklı tatlılar, bisküviler yenmemeli. Tatlı ihtiyacı az miktarda dondurma veya sütlü tatlılarla giderilmeli. Yağlı etler, yağlı tuzlu şarküteri (sucuk, pastırma, jambon, sosis vs.) kebaplar, turşular yenmemeli. Konserve edilmiş ve salamura yapılmış yiyeceklerden uzak durmalı. Yağ tüketimi azaltılmalı yani günde 60 gramdan fazla yağ alınmamalı ve bitkisel sıvı yağlar tercih edilmelidir. Beslenme şekli olarak lakto-vejetaryen beslenme felsefesi benimsenmelidir. Protein kaynağı olarak, süt, yoğurt, peynir fazla alınmamak şartıyla yumurta yenmeli. Et olarak daha ziyade yağsız tavuk-hindi, balık ve deniz ürünleri tercih edilmeli. Her yemekten önce çok az yağlı dolu dolu her çeşit salata tercih edilmeli. Etlerin yanında haşlanmış sebze, ayrıca haftada 5 gün sebze ağırlıklı beslenmeli. Sebzeler, az etli, tavuklu pişirilebilir ve az sıvı yağ konulabilir. Yürüyün, bisiklete binin, yüzün, dans edin ve sakın kambur oturmayın!
Selülite dur demek için Kadına özgü bu estetik problemde en büyük nedenlerden biri hormon ve kalıtımsa, üçüncü neden yanlış beslenme ve fazla kilolar. "Fazla kiloyu vermeden selülitle savaşmak boş bir çabadır" diyen Dr. Muzaffer Kuşhan, beslenme yanlışlarıyla tırmanışa geçen selülitle mücadelenin yollarını gösterdi. Günde en az 1.5-2 litre sıvı alınmalıdır. En sağlıklı içecekler; su, soda, ıhlamur, ada çayı, sarı çay gibi doğal ot çayları, sıkma taze meyve suları, sıkma taze sebze suları, ayran. Şişede, kutuda satılan kola ve meyve suyu gibi konserve edilmiş içecekler, siyah çay, kahve çok az içilmelidir. En iyisi içmemek. Turşu suyu, sirke, şalgam suyu gibi tuzlu içecekler (tuzlu ayran dahil) asla içilmemelidir. Hamur işi tatlılar, tuzlular, çikolata, gofret, kakaolu fındıklı tatlılar, bisküviler yenmemeli. Tatlı ihtiyacı az miktarda dondurma veya sütlü tatlılarla giderilmeli. Yağlı etler, yağlı tuzlu şarküteri (sucuk, pastırma, jambon, sosis vs.) kebaplar, turşular yenmemeli. Konserve edilmiş ve salamura yapılmış yiyeceklerden uzak durmalı. Yağ tüketimi azaltılmalı yani günde 60 gramdan fazla yağ alınmamalı ve bitkisel sıvı yağlar tercih edilmelidir. Beslenme şekli olarak lakto-vejetaryen beslenme felsefesi benimsenmelidir. Protein kaynağı olarak, süt, yoğurt, peynir fazla alınmamak şartıyla yumurta yenmeli. Et olarak daha ziyade yağsız tavuk-hindi, balık ve deniz ürünleri tercih edilmeli. Her yemekten önce çok az yağlı dolu dolu her çeşit salata tercih edilmeli. Etlerin yanında haşlanmış sebze, ayrıca haftada 5 gün sebze ağırlıklı beslenmeli. Sebzeler, az etli, tavuklu pişirilebilir ve az sıvı yağ konulabilir. Yürüyün, bisiklete binin, yüzün, dans edin ve sakın kambur oturmayın!
Selülite dur demek için Kadına özgü bu estetik problemde en büyük nedenlerden biri hormon ve kalıtımsa, üçüncü neden yanlış beslenme ve fazla kilolar. "Fazla kiloyu vermeden selülitle savaşmak boş bir çabadır" diyen Dr. Muzaffer Kuşhan, beslenme yanlışlarıyla tırmanışa geçen selülitle mücadelenin yollarını gösterdi. Günde en az 1.5-2 litre sıvı alınmalıdır. En sağlıklı içecekler; su, soda, ıhlamur, ada çayı, sarı çay gibi doğal ot çayları, sıkma taze meyve suları, sıkma taze sebze suları, ayran. Şişede, kutuda satılan kola ve meyve suyu gibi konserve edilmiş içecekler, siyah çay, kahve çok az içilmelidir. En iyisi içmemek. Turşu suyu, sirke, şalgam suyu gibi tuzlu içecekler (tuzlu ayran dahil) asla içilmemelidir. Hamur işi tatlılar, tuzlular, çikolata, gofret, kakaolu fındıklı tatlılar, bisküviler yenmemeli. Tatlı ihtiyacı az miktarda dondurma veya sütlü tatlılarla giderilmeli. Yağlı etler, yağlı tuzlu şarküteri (sucuk, pastırma, jambon, sosis vs.) kebaplar, turşular yenmemeli. Konserve edilmiş ve salamura yapılmış yiyeceklerden uzak durmalı. Yağ tüketimi azaltılmalı yani günde 60 gramdan fazla yağ alınmamalı ve bitkisel sıvı yağlar tercih edilmelidir. Beslenme şekli olarak lakto-vejetaryen beslenme felsefesi benimsenmelidir. Protein kaynağı olarak, süt, yoğurt, peynir fazla alınmamak şartıyla yumurta yenmeli. Et olarak daha ziyade yağsız tavuk-hindi, balık ve deniz ürünleri tercih edilmeli. Her yemekten önce çok az yağlı dolu dolu her çeşit salata tercih edilmeli. Etlerin yanında haşlanmış sebze, ayrıca haftada 5 gün sebze ağırlıklı beslenmeli. Sebzeler, az etli, tavuklu pişirilebilir ve az sıvı yağ konulabilir. Yürüyün, bisiklete binin, yüzün, dans edin ve sakın kambur oturmayın.
DİYET VE ZAYIFLAMA