OKYONUS AKINTILARI SLAYTI, OKYONUS AKINTILARI HAKKINDA ANİMASYON
OKYANUS AKINTILARI VE İKLİM |
|||
Gezegenimizin güneşten gelen enerjiden elde ettiği ısı kazancı sabit bir değer olmasına karşın, enlemler ya da çeşitli enlem kuşakları tek tek ele alındığında bu durum farklıdır. Buna göre, alçak enlemlerde (ekvatorda ve tropiklerde) bir net enerji kazancı, yüksek enlemlerde (kutuplar ve çevrelerinde) bir net enerji kaybı, buna bağlı olarak da bir enerji açığı vardır.Bu dengesizlik veya enerji açığı, büyük rüzgar sistemleri ve okyanus akıntılarının hareketleri ile dengelenir.
Yüzey Akıntılarının Oluşumu Okyanus akıntısı, okyanus yüzeyindeki yatay su hareketi olarak tanımlanabilir. Geniş ve sürekli okyanus akıntıları, atmosfer ve okyanusun ekvatoral ve tropikal bölgelerden kutup bölgelerine enerji taşınmasının göstergesidir. Küresel ölçekte, geniş okyanus akıntıları üç büyük okyanus havzasının sınırını çizen anakaralarla sınırlanmıştır.
Okyanus havzalarının yaklaşık 30° kuzey ve güney enlemleri çevresinde (subtropikal bölgeler) geniş bir akıntı dairesi bulunur. Atlas (Atlantik) ve Büyük (Pasifik) okyanusların kuzeyinde yaklaşık 50° enlemi dolayında ise, daha küçük akıntı daireleri oluşur. Güney Yarımkürede okyanusları sınırlandıran geniş kara kütleleri bulunmadığı için, bu kapalı okyanus akıntısı sistemleri orada gelişmez.
Şekil 1. Yerküre okyanuslarındaki başlıca yüzey akıntılarının coğrafi dağılışı. Haritada, kırmızı oklar, sıcak su akıntılarını; mavi oklar soğuk su akıntılarını; siyah oklar ise, gittikleri yerde çok belirgin sıcak ya da soğuk etki yaratmayan, genellikle enlemler boyunca hareket eden akıntıları ve sürüklenmeleri gösterir. Sıcaklık ve tuzluluk, okyanus suyunun yoğunluğunu belirler.
Okyanus akıntılarının oluşumunu belirleyen başka bir etmen de okyanuslardaki yoğunluk farkıdır.
Okyanus akıntılarının yoğunluk farkı nedeniyle oluşan bölümüne, sıcaklık-tuzluluk (termohalin) dolaşımı adı verilir. Bu dolaşımda, sıcak ve daha az yoğun olan sular, deniz yüzeyinde bir yönde akarken, soğuk ve daha yoğun sular derin okyanusta ters yönde akar (Şekil 2).
Küresel termohalin dolaşımının derin soğuk su akıntılarına karşılık gelen bölümleri, okyanusun büyük taşıyıcı kuşağı olarak da adlandırılır. “Taşıyıcı kuşağın” başlangıcı, yüzey sularının okyanusun derinliklerine battığı yerlerdir. Bu durum, okyanuslarda birkaç yerde gerçekleşir: Antarktika’nın kıta sahanlığı, Atlas Okyanusu’nun (Labrador Denizi) ve Büyük Okyanus’un kuzey bölgeleri (Şekil 2). Şekil 2. Başlıca yüzeyaltı okyanus akıntılarının coğrafi dağılışı. Yüzey yakını sıcak su akıntıları kırmızı ile, derin soğuk su akıntıları mavi ile gösteriliyor. Bu sistemin, sürekli olarak suyu yüzeyden okyanusların derinliklerine ve oradan da okyanusların yüzeyine geri taşıması dikkat çekicidir.
Okyanus Akıntılarının İklim Üzerindeki Etkisi Özellikle Kuzey Yarımkürede, Kuzey Pasifik, Körfez ve Kuzey Atlantik akıntıları, orta enlem karalarının batı kıyılarında (Britanya Adalarındaki ve batı Avrupa’nın büyük bölümünde) ılıman ve nemli bir etki yaratır. Bu nedenlerle, Ocak ayı ortalama sıcaklık değerleri karşılaştırıldığında, aynı enlemlerde bulunan Londra, New York’tan daha sıcaktır.
Soğuk su akıntılarının en belirgin etkisi ise, yıl boyunca sıcak olan tropiklerde ya da yaz aylarında orta enlemlerde gözlemlenir. Örneğin, soğuk Kaliforniya akıntısının etkisi altındaki Güney Kaliforniya’nın subtropikal kıyısındaki yaz sıcaklıkları, ABD’nin aynı enlemlerdeki doğu kıyılarında kaydedilenlerden 6 °C daha soğuktur.
Küresel Isınmanın Okyanus Akıntılarına Etkisi Küresel ısınma, tropiklerden daha fazla suyun buharlaşmasına, subpolar ve polar bölgelerde daha fazla yağışa ve yüksek enlemlerde daha fazla buzun erimesine neden oluyor. Hidrolojik döngüdeki bu değişikliklerin sonucunda, tropikal bölgelerin kaybettiği tatlı su, yüksek enlemlerde okyanuslara eklenmektedir. Atlas Okyanusu’nun kuzeyindeki bu ek tatlı su, sıcak suları kuzeye taşıyan akıntıları kesintiye uğratarak ya da yeniden yönlendirerek, okyanus dolaşımının bugünkü dağılış desenlerini değiştirebilir. “Atlantik ısı kaynağının” yönünün değiştirilmesi ya da yavaşlatılması, ABD’nin kuzeydoğusunda ve Batı Avrupa’da daha soğuk kışların görülmesi demektir. Sonuç ise, gelecekte daha sıcak bir Yerküre, daha soğuk bir Kuzey Atlantik olabilir. Ancak, atmosferdeki yüksek sera gazı birikimlerinden (kuvvetlenmiş sera etkisi) elden edilen ısı, henüz iklim sistemindedir.
|