bingölün tarihi,bingöl tarihçesi,bingöl hakkında bilgi
BİNGÖLÜN TARİHİ
BİNGÖL(YÜZEN ADA)
Cebel dag, Cur akan anlamindadir. Bu kelimenin
zamanla Çabakçur seklinde telaffuz edildigi ihtimali
kuvvetlidir. Zaten Çabakçur akan temiz su anlamina
gelir.
Evliya Çelebiye göre bu isim Büyük Iskender
tarafindan verilmistir. Rivayete göre Büyük Iskender
vücudundaki dayanilmaz agrilar için nice hekimlere bas
vurdugu halde sifa bulamaz. Bunun üzerine Ab-Ul
Hayat (ölümsüz hayat) suyunu aramaya baslar. Uzun
aramalardan sonra kaynagi kendisi olmasa da o sudan
içip dayanilmaz agrilardan kurtulur. Faydasini gördügü
bu suya "Makdis lisani" üzerine cennet suyu anlamina
gelen Çabakçur adini verir. Doktorlarina, sizlerin çare
bulmadiginiz agrilarima Allah cennet irmaklarindan deva
verdi. Burada benim adima bir kale yapin ve adini
Çabakçur koyun demistir. Daha sonra çesitli kaynaklarda
Mingöl olarak karsimiza çikar. Mingöl göller bölgesi
anlamindadir. Mingöl kelimesi de zamanla halk
tarafindan Bingöl seklinde telaffuz edilmis bin tane
göl anlamindadir
Daha sonra Bingöl'e Çevlik denmistir. Bag bahçe
anlamindadir. Bu ad günümüzde yöre halki tarafindan
halen kullanilmaktadir.
SELÇUKLULAR DÖNEMINDE BINGÖL
1243 Selçuklarin Kösedag savasini kaybetmesiyle
Anadolu'da Mogol istilasi baslamis ve Bingöl Mogollarin
istilasina ugramistir. "Dogudan gelen Mogol taarruzu
karsisinda Harzemlilerden Bereket, Sarihan asiretleri,
Cebellibereket'e Solhan asireti de ayni ismi tasiyan
mintikaya gelmislerdir.Rivayete göre ordusu dagilan
Harzemsah civar köylerden birine saklandigi bir sirada
hariç bir köylü sahi görmüs ve yanina yaklasarak
Ahlat'ta kardesimi öldüren (Harzemsah) budur diye
onu kargisiyla öldürmüstür. Zazalar bundan sonra
Sah'in yattigi bu yeri türbe ittihaz eylemisler ve
Solhan asiretinin meskun oldugu köye de Harzemsah
köyü denilmistir."(26)
OSMANLILAR DÖNEMINDE BINGÖL
1514'de Yavuz Sultan Selim Bingöl'ün kuzeyini,
Erzincan, Tercan ve Erzurum'u Osmanlilarin hakimiyetine
sokmustu.
Çapakçur beylerinden Süleyman Bey, Osmanlilarin
egemenligini kabul ederek, Çapakçur(Bingöl)
Osmanlilara geçti.
"Çapakçur ve havalisi Süleyman Beye, diger kaleler
de Ahmet beye düsmüstü. Osmanli himayesinde
yasayan bu kardesler ilk zamanlarda iyi geçindilerse
de sonralari aralari açildi. Ahmet Beyin tesebbüsü ile
Bab-i Ali Süleyman Beyi ittiham etti ve hatta bir
fermanla Süleyman Bey,Çapakçur'da idam edildi.
Süleyman Beyin idamindan sonra oglu Maksut Bey
Osmanli hizmetine girerek ve Kanuni ile Nehçivan
seferine çikip Arap çayi önünde büyük yararliklar
gösterdiginden kanuni pederlerinden Mevrus Çapakçur
kalesini Maksut Beye,ocaklik namiyla tefviz eyledi." (45)
Kanuni Sultan Süleyman Diyarbakir eyaletini teskil ettiginde
Çapakçur'u Sancak olarak buraya baglamis. Bingöl
Osmanlilar için önemli bir yere sahipti. Çünkü Bingöl
Osmanlilarin Iran'a karsi yürüttügü mücadelelerde bir üs
olarak kullanildigi gibi ekonomik bakimdan da önem arz
etmektedir.
"23 Mayis 1554'te Kanuni Sultan Süleyman Bingöl yöresinde
idi.Göynük suyu boyundaki Hokhzik denilen yerde yeniçeriler
Sultani büyük bir törenle karsiladilar.
Çapakçur 1578 Sirvan'a asker gönderdi. Safeviler'e karsi bu
sehir ve kaleyi korudu.
"19.yüzyilin ikinci yarisinda eyaletlerin kaldirilmasindan sonra
Çapakçur Bitlis Vilayetinin Genç sancagi içerisinde yer alan ve
ayni adi tasiyan Kaza'nin merkezi oldu. V.Cuinet'e göre 19.
Yüzyillarin sonlarinda Çapakçur 450 haneli 8 dükkanli bir f
irini olan meyve bahçeleri ve üzüm baglariyla çevrili küçük
bir yerlesme yeri idi ve nüfusu da 1075 kadardi. Ayrica
burada Sayak adi verilen kaba bir dokuma üretiliyor ve
çevredeki yerlere gönderiliyordu."(48)
Osmanlilar, 1914 yilinda I. Dünya savasi patlak verince
Almanlardan satin aldigi gemilerle Ruslarin kara denizdeki
Odesa limanini bombalamasi ile savasa girmis oldu.
Ruslar Dogu Anadolu da hizla ilerlemeye basladilar. Bu
hizli ilerleyisi esnasinda Bingöl'ü isgal ettiler. Bunlara
karsi Kigi ve Karir daglarinda, Sigi bogazindan, Esek
meydanina kadar uzanan alanda bir savunma cephesi
kuruldu. Bu cephede o zaman herhangi bir asker yoktu.
Tamamen halk tarafindan olusturulan Milis kuvvetleri
bulunmaktaydi. Bu bölgedeki direnme hareketi Karirli
Küçük Aga örgütlüyordu. " Karir daglarinda Küçük Aga
oglu Mehmet Hulusi beyin emrinde olan Hormek milli
alayi Karabas bölgesinde 3.Cibran alayi kumandani
oglu Baba Beyin emrinde yarim alayi Sigi Bogazinda
Gökdereli Seyh Serif'in emrinde olan Çabakçur ve
Palu zazalarinda 1000 kisi ile Kigi'nin Sadilli asireti vardir.
Solhan ve genç zazalari Esek meydani (Bugünkü seref
meydani) cephesini tutmuslardi.(49)
Çanakkale zaferinden sonra buradaki askeri birlikler
süratle doguya kaydirildi. "2. Ordu komutani Ahmet Izzet
Pasa karargahini Çabakçur'un Gazik köyüne kurmus. 2.
Kol ordu komutani Faik pasa karagahini Sancak nayesinin
Simsor köyüne kurarak ordu birliklerini Karir daglari,
Haciyan bogazi ve Esek meydani cephelerine sevk
etmistir.(50)
Ahmet Izzet Pasa bu arada Dersimi Ruslara karsi harekete
geçirmek istiyordu. Bunun içinde Hormek asireti reisi
Küçük Agayi devreye soktu. Dersime giden Küçük Aga
"bir ay içinde Dersim agalarinda yirmi dört asiret reisinin
Ahmet Izzet Pasanin karargahina gitmeye ve hükümete
dehalet etmeye muvaffak olmustur."(51) Bu basarisindan
dolayi Ahmet Izzet Pasa Küçük Agayi ödüllendirmistir.
Bu cephede yogun çarpismalar olmus. Rus birlikleri bir
çok zaiyat vermistir. 1917 ekim devrimi ile Çarlik yikildi.
Iktidara gelenler 1. Dünya savasindan çekildigini ilan ederek
ordularini Dogu Anadolu bölgesinden çektiler.
Vatan savunmasinda kanlarini dökerek sehit olan
evlatlarini anmak ve gelecek nesillere intikal ettirmek
için bunlarin anisina Kigi, Çanakçi köyünde Mürsel Pasa
abidesi Karliova, Azizan köyünde Azizan abidesi Seref
meydaninda Seref meydani Sehitligi abidesi dikilmistir
BİNGÖL BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYINIZ